31 Aralık 2017 Pazar

Güle Güle 2017


Güle Güle 2017..

2018'e saatler kaldı..


Bu yıl bazı günler sevindik, bazı günler üzüldük, sinirlendik, güldük, ağladık, mutlu olduk, mutsuz olduk ve sonuna geldik. Her başlangıcın bir sonu ve her sonun bir başlangıcı olduğunu düşünürsek 2017'yi acısıyla tatlısıyla geride bırakıyoruz ve yeni bir doğum başlıyor. 

Bu yaşam döngüsünde her başlangıç gibi bu doğumda yerini bir sonrakine bırakacak. Bu yıl da; insanlarda farkındalıkların yükselmesini, gerçekleri göremeyen gözlerin açılmasını, birbirimizi sadece insan olarak görebilmemizi ve makro düşüncenin dünyaya hakim olmasını diliyorum. 

Geçmiş yaşandı ve bitti.


2017 de benimle olan, dünya sahnemi paylaşan, yaşam dersimde yardımcı olan, beraber güldüğüm, ağladığım, eğlendiğim, gezdiğim her varlığa sonsuz teşekkürler..


Beril Ötügen Savun

31.12.2017

24 Ekim 2017 Salı

Her An Yeni Bir Fırsat..

Bugün benim doğduğum gün..



Her 24 Ekim'de bu dünyada ilk nefesimi aldığım günü kutluyorum, nefes sayımın sona ereceği güne kadar kutlamaya devam edeceğim. 

Kendimi dünyada bir sanatçı ve hayatımı da sanat eseri olarak görüyorum. Her an yeni bir yaratım anı ve her yaratım anı da sonsuz olanaklar, sürprizler içeriyor benim için. 

Dünyada hep birlikte muhteşem sanat eseri olarak bir oyun oynuyoruz. Bu oyun sırasında yaşam sahnemize katılanlar ve ayrılanlar oluyor. Bazı oyuncular bizleri mutlu ederken bazıları canımızı acıtıyor, üzüyor, mutsuz edebiliyor. Ama hepsinin öğretisi farklı. Hayatta bana en acı veren anıları yaşatanların tekamülümde en çok yükselten öğretmenler olduğuna inanıyorum. Bu konuda en büyük dersi de biricik kızım Berçin Birge Savun'dan aldığımı düşünüyorum.

Bu yaşam oyunumda benimle birlikte sahnemi paylaşan ve paylaşacak olan her varlığa tek tek teşekkür ediyorum. Sizlerle varoluyorum ve yoluma devam ediyorum..

Bu yaşımda en büyük dileğim dünyaya gelme sebebim olan  yaşam amacımı keşfetmek ve bu amaç için yaşamıma yön verebilmek. İnsanın önce kendini keşfetmesi, mutlu etmesi gerektiğini biliyorum. Bugün kalbimden sıcak altın renkli sevgi ışığımın benden başlayarak dünyayı sarmasını ve evrene yayılmasını diliyorum..


30 Eylül 2017 Cumartesi

Birge'm 30 yaşında..

       Berçin Birge Savun 30 Yaşında.!



       30 yıl önce bu sabah beni dünyanın merkezinde ve dünyanın en mutlu insanı hissettiren özel varlık Birge'm dünyaya indi. Ondan önceki yaşantımın anlamını yitirdiği ve bugünden sonra farklı bir insan olarak yaşayayacağım doğum gerçekleşti. Onun dünyada olduğu 10 yıl ve sonsuzluk yolculuğundaki 20 yıl. 

        30 Eylül 1987 den bu yana Birge hep benimleydi ve sonsuzluğa yolculuğuma kadar dünyada benimle yaşamaya devam edecek. Şunu öğrendim ki, bedenli olarak aramızda olmasa da sevdiklerimiz her an bizimle. O doğduğu günden itibaren bana karşılıksız sevmeyi, hoşgörüyü ve acıların içindeki sevgiyi öğretti. Onun bu dünyaya sadece benim için geldiğine inanıyorum. Benim dünyadaki gerçek amacımı anlamam için geldiğini düşünüyorum.

        Birge'm, iyi ki dünyaya gelmişsin ve anne olarak beni seçmişsin. Seni dünyaya getirmek görevini üstlendiğim için ve dünya sahnemde geçirdiğin her gün için sana teşekkür ederim. Bu süre boyunca seni kırdığım, üzdüğüm anlar oldu ise beni affet güzel kızım. 

       Seni dünyadaki herşeyden çok sevdim ve sevmeye devam edeceğim sonsuzlukta buluşuncaya kadar.!
























20 Eylül 2017 Çarşamba

MASKELERİ ÇIKARTMAK..!



Kalbindeki tüm yüzlerden vazgeç ki,
Bir yüzü olmayan yüz sana gelsin.!

                                             Mevlana 

    Bu sabah okuduğum bir kitaptaki Mevlana'nın bu sözünü gördüğümde; geçmiş yaşamlarımızdan gelen maskelerimizin bizi ne kadar etkilediğinin farkındamıyız diye düşündüm.

         Geçmiş yaşamlarımız, taşıdığımız karakterler ve hikayelerin farkına vardığımızda bunların çıkartılıp atılan maskeler olduğunu anlarız. Geçmiş yaşamlarımızı iyileştirmek için önce onları fark etmemiz gerekiyor. Hangi maskelerle yaşıyoruz?

            Maddi sıkıntılarla boğuşuyorsak bu;  bir önceki yaşantımızda çok zengin olduğumuz ve 'Asla bu kadar param olmamalıydı.! Para beni mutsuz etti' düşünceleriyle öldüğümüz bir yaşamdan kaynaklanıyor olabilir mi? 

       Süptil bedenlerimizde yapışıp kalmış anıların bizleri nasıl etkilediğinin farkındamıyız? Yaşadığımız fiziksel, duygusal rahatsızlıkların kaynağının geçmiş yaşamlarımızdan temizleyemediğimiz karmalarımız olduğunun farkına vardığımızda onlardan kurtulabiliriz. 

         Geçmiş Yaşamlarımızı İyileştirmek kitabının yazarı Dr. Woolger'in dediği gibi ' Şimdiki yaşamın ötesindeki asıl neden iyileştirilince tedavisi imkansız denen birçok depresyon, fobi, anksiyete ve fiziksel hastalık kesin çözüme ulaştırılır.'


21 Temmuz 2017 Cuma

UYAN..UYAN..UYAN..


Dostlar hepimize geçmiş olsun.. 

Ege bölgesinde yaşanan 6.7 şiddetinde olduğu söylenen deprem hepimizi ürküttü. 

Doğa bizi sarsıyor ve dünyaya, dünyada yaşayan tüm canlı cansız varlıklara karşı tutumumuzu değiştirmemiz gerektiği konusunda uyarıyor. 

Tarkan'ın Tema vakfı için hazırladığı ve yorumladığı UYAN şarkısını hatırladım bu sabah. 

Uyan Uyan Dostum Uyan..

Dinlemenizi tavsiye ederim..

https://youtu.be/WNNYhEKG4AE


iki gözü iki çeşme hepimize sesleniyor 
deva bul bu derde gel beni kurtar diyor 
kanadı kırık kuş gibi garibin içi kan ağlıyor 
beni ateşe atmadan önce vicdanına sor diyor 

uyan uyan, uyan uyan 
koy elini kalbine geç olmadan 
bu yolun sonu yokuştur deme 
dağları aşarız eğer inanırsan 

uyan uyan, dostum uyan 
koy elini kalbine geç olmadan 
bir olur geliriz üstesinden 
her şey mümkün eğer inanırsan 

böyle gelmiş böyle gider deyipde sakın aldanma 
kim bilir belkide değer sen eniyisi doğrundan cayma 
aç gözünü gör de bak a gülüm kendin kandırma 
seninde gönlün yanacak hele bir ortak ol da yangına 

uyan uyan, uyan uyan 
koy elini kalbine geç olmadan 
bu yolun sonu yokuştur deme 
dağları aşarız eğer inanırsan 

uyan uyan, dostum uyan.


Beril Ötügen Savun

21.07.2017

10 Mayıs 2017 Çarşamba


Birge'nin Mutlu Sonsuzluk Yolculuğunun  19.Yılı



Bugün 10 Mayıs...
Birge'min sonsuzluk yolculuğuna çıkışının 19. yılı. 
Onun dünya yaşamındaki acıların aksine sonsuzlukta Mutlu olduğunu düşünmek beni mutlu ediyor. 
İkiz ruhum olarak bu dünyaya 10 yıllığına beni uyandırmak için geldi diye düşünüyorum. 
Dünya da yemek, içmek, çalışmak ve eğlenmek den daha büyük bir amacım olduğuna uyanmak. 
Teşekkürler ruhum. Her anımın seninle olduğunu biliyorsun.. 

Her nerede isen mutlu ve huzurlu olman en büyük dileğim.

Annoş..

Beril Ötügen Savun

17 Nisan 2017 Pazartesi

Atatürk Ne Zaman Doğdu?

         

          Güzel bir enerji ve umutla başlayan ve sorunsuz sayılacak şekilde devam eden bir referandum yaşadık bu pazar. Ancak  oylar kullanılmaya başlandıktan sonra sayıma geçilmeden önce YSK'nin usulsüzlükleri kabul edeceğini açıklayan bildirimi ve oy sayımı tamamlanmadan yangından mal kaçırır gibi alelacele yapılan balkon konuşmaları bu güzel güne ve referanduma gölge düşürdü. Yapılan haksızlıklara karşı gerilen insanlar haklarını aramak için YSK'ya yürüyüş yaptılar.!

     Pazar sabahı güzel bir enerjiyle uyanıp şarkı söyleyerek oy hakkımı kullanmak üzere Tarabyaüstü'ndeki Kireçburnu Muhtarlığına keyifle gittim ve rahat bir şekilde oyumu kullandıktan sonra havanın güzelliği ve muhtarlığın bahçesinin de keyifli olması sebebiyle bahçede oturup oy sayımınına kadar birkaç arkadaşım ile birlikte çay içip sohbet ettik.

          Orada insanları izlemek keyifliydi, konuşan iki orta yaşlı adama kulak verdiğimde, adamlardan biri kuru sıkı atıyordu. 'Ben İstanbul'a geldiğimde Türkçe bilmiyordum, ama 3 lisan bilirim, İngilisçe, Fransısca, Alamanca' dediğinde yanındaki adam inanmadığını belli ederek 'nereden öğrendin bunları' diye sordu. Diğeri hepsini parayla öğrendiğini söyledi. Bu arada oğlunun evlenemediğini çünkü evlenmek istediği kızın adamın karısına yani çocuğun annesine bakmak istemediğini söylediğinde diğer adam   'Siz oğlana  eş mi, yoksa bakıcı mı arıyorsunuz' dedi  sinirlenerek. Diğeri zaten hiç susmadan konuşuyordu. 'Dünyada 7 milyar insan var, bir tek dürüst adam tanıyorum o da ben' dediğinde gülmemek için zor tuttum kendimi.

          Bu arada büyüklere yer verdiği için ayakta duran kıvırcık saçlı güler yüzlü çocuğa sandalyeyi gösterip alabileceğini söyledim. Teşekkür ederek aldı ve oturdu. Güzel bir güneş ısıtıyordu bizleri çocuk bana bakarak ' İnşallah yarın memleketimizin üzerine de böyle güneş doğar' dedi. Ona aynı fikirde olduğumu söyledim ve beni umutlandıran bir cümle kurdu 'Hepimiz için hayırlı olacak, aslında bilmiyorlar ama onlar için de hayırlı olacak ' dedi. Görevli olduğunu söyleyen bu çocuğun birleştirici ve güzel düşüncesine hayran kaldım.

          Oy atmalar tamamlanıp saymaya geçildiğinde sayımı izlemeye gelenlerin kalabalıklığı ve bir kadının ki daha önceki seçimlerde de sorun çıkarmıştı bağırtıları yüzünden dışarıdaki pencerelerden izlenebileceğini söyleyerek belli sayıda görevli alıp bizleri dışarı çıkardılar. Ben öndeki camların önü kalabalık olunca arkadaki cama yöneldim. Orada iki genç duruyordu, onlara selam verip ben de yanlarında sayımı izlemeye başladım. Gençlerden birisi her tarafı oynayan, yerinde duramayan zıplayarak konuşan bir çocuktu. Bana 'Siz Hayır'a verdiniz herhalde' dedi. Ona gülümseyerek olumlu yanıt verip 'siz kullandınız mı?' dedim yaşlarının küçük olduğunu düşünerek. 17-18 yaşlarında görünüyorlardı. 'Kullandık, tabii ki de Evet' dedi. Sizin içinde hayırlısı olsun dediğimde çocuk bana 'Size bir soru sorabilir miyim, dedi ve 'bu soruyu CHP'li arkadaşlarıma soruyorum, onlar bile bilemiyorlar' diye de ekledi. Ben 'Sorabilirsin ' dediğimde  'Atatürk Ne Zaman Doğdu' dedi. Soruya şaşırsam da '1881' dedim. O da gün, ay olarak diye sorduğunda 'doğum tarihini tam olarak bilememekle beraber kendisi 19 Mayıs'ı doğum tarihi olarak seçmişti' diye yanıt verdiğimde bana ' '19 Mayıs gerçekten doğduğu tarih, ben biliyorum' dedi. Sonra hemen yine zıplayarak 'Peki, ölüm tarihi' diye sordu. Sorunun sığlığı karşısında derin bir nefes alarak '10 Kasım 1938' dedikten sonra ama dedim 'insanların doğum ölüm tarihleri önemli değildir, önemli olan ne yaptıklarıdır,  fikirleridir, Atatürk'ün doğum ölüm tarihleri yerine onun fikirlerini benimsemek, ne yapmaya çalıştığını yani aslında Atatürk'ü anlamanın önemli' olduğunu söyledim ve ona 'ben sana bir soru sorabilir miyim' diyerek 'Atatürk yaşamı boyunca kaç kitap yazmıştır?' diye sordum. Bana şaşkın şaşkın bakıp 'Ben nereden bileyim' dedi. Ona 'internetten bu sorunun yanıtını aramakla başlayabilirsin' onu anlamaya' dedim. Bana 'Tayyip'ten neden nefret ediyorsunuz' diye sorduğunda ona bu oylamanın Tayyip, AKP ya da CHP oylaması değil, sistem değişimi oylaması olduğunu ve belirlenen anayasa da Türkiye'nin yararına olmayacak maddeler olduğu için itiraz ettiğimi söyledim ve ona 'sen neden onu bu kadar gözünde büyütüyorsun? dediğimde yanında duran saçlarının yarısı traşlı diğer yarısı fönlü elleri ceplerinde bakan mavi gözlü kendisini havalı olarak gören diğer çocuk nihayet konuştu 'Çünkü başarılı' dedi. 'Ne yaptı' dediğimde 'Yol yaptı' dedi. Ona yolu kendisinin yapmadığını, halkın parasıyla yaptığını söylediğimde anlamsız gözlerle baktı. 

      Bu arada geçen seçimde de sorun çıkaran ve okuma yazmasının da sorunlu olduğunu düşündüğüm başı kapalı üzerinde mavi tünik ve beyaz pantolon olan bayan elinde telefon ile bir yerlere tehditler yağdırıyordu. Görevini yapmaya çalışan genç polis çaresizlikle baktığında onun daha önce de böyle davrandığını gördüğümü söylediğimde  kadının kendisini  'senin de rengin belli oldu' diye tehdit ettiğini söyledi. Kadının biraz önce de susmasını söyleyen genç bir kıza  'senin de hakkından gelirler ' diye bağırdığını söyledim.

            Kıvırcık saçlı genç çocuk, çok genç bir avukat kızımız ve o bayanın bağırdığı genç kızımız  ile birlikte tutanakların fotoğraflarını çekip ayrıldık. Oy kullandığım muhtarlıkta yaklaşık 3 Hayır a 1 Evet gibi bir sonuç çıkması beni umutlandırdı. Demek halk sağduyulu davrandı, memleketine sahip çıktı, bunun yerel seçim olmadığını, sistem değişikliği olduğunu anladı diye umutlandım. 

          Bu pazar günü izlediklerim, yaşadıklarım bana ciddi bir boyut farkı olduğunu gösterdi, bir tarafta pırıl pırıl eğitimli, sorgulayan, paylaşımcı, birleştirici bir gençlik var, diğer tarafta hala kendini ve yerini bulamamış, kabadayılığı makbul sayan, okumayan, sorgulamayan başka bir gençlik var. Benim için gençler önemli, onlar geleceğimiz. Başta anlattığım yaştaki insanlar için yapabilecek pek fazla bir şey olmasa da gençleri bu tip insanların ellerinden kurtarmamız ve onlara insan olmanın ne demek olduğunu öğretmemiz gerektiğine inanıyorum. Gençler okumalı, sorgulamalı, paylaşmalı ve dünya için yararlı yapabilecekleri şeyleri öğrenmeliler.

            Bu referandumun sonucunun kimse için kazanılmış olduğunu düşünmüyorum ki  kazandığını düşünen politikacıların da dün akşamki fotoğrafları kazanmadıklarını, huzursuzluklarını gösteriyor ama bize bir şey gösterdi ki bunun üzerinde düşünmek ve çalışmak gerek. O da bir olmak, birlik olmak, paylaşmayı öğrenmek ve bölünmemek. Bunu anlayabilen insanların anlamayanlara anlatmak için daha çok çalışmaları gerekiyor. Artık hileler, usulsüzlerin prim yapmadığı, birliğin, bütünlüğün kabul göreceği  bir döneme geçiş yapmamız ülkemiz ve dünya için çok önemli.

             Beril Ötügen Savun
             17. 04. 2017