31 Aralık 2020 Perşembe

Güle Güle 2020 - Hoşgel 2021

 

Güle Güle 2020 — Hoşgel 2021

Büyük bir değişimin yaşandığı bir 2020 geçti dünyadan.

Hiçbir doğum sancısız olmaz,  değişimler her zaman kaoslarla gelir. 

Dünya 2020 de her açıdan kaosla karşılaştı. Bu değişimin ve yeni düzenin doğumuydu  bana göre.

2020’de yapmak isteyip yapamadıklarım da oldu, ama sağlıklı olmanın, nefes almanın önemini bilerek geçirdim günlerimi.

2020’nin tamamlanmasına saatler kala bu yıl yanımda olan, hayat sahnemi paylaştığım her varlığa sonsuz teşekkür ediyorum.

Yeni bir yıl yeni başlangıçlar demek. 2021 da insanların insan olmanın önemini ve anlamını kavrayacakları, her varlığın bir ve eşit olduğunu anlayacakları, barış, dostluk, sağlık ve sevginin ön planda olduğu bir yıl diliyorum. 

Bu sabah Yüksel Güvenir’in sayfasında yayınladığı yazı çok anlamlı ve paylaşmak istedim..

Ne olduysa, hayırlısı için oldu

Ne oluyorsa, hayırlısı için oluyor.

Ne olacaksa, hayırlısı için olacak.

Ne kaybettin ki, ağlıyorsun?

Ne getirdin ki, kaybettin?

Ne yarattın ki, yok oldu?

Ne aldıysan, buradaydı.

Ne verdiysen, buradaydı.

Sana bugün ait olan.

Dün başkasına aitti.

Yarın da bir başkasına ait olacak.

O zaman ne için boşuna üzülüyorsun?

Değişim, evrenin yasasıdır..

24 Ekim 2020 Cumartesi

Değişmeyen Tek Şey, Değişimin Kendisidir. - Heraklitos




Dünya yaşamımın 59.yılında her an değişerek yola devam ediyorum. Evren ve dünya sürekli evriliyor, değişiyor, bizler de bu değişime fark ederek ya da fark etmeyerek uyum sağlıyoruz. Bu yolda bazen yüreğim yanıyor, bazen mutluluktan uçuyorum, bazen sadece nefes alıyorum. Ama her düştüğümde, silkelenip ayağa kalkıyor ve Anka Kuşu gibi yeniden küllerimden doğuyorum.

İstanbul’a gelmeden önce, Melek Kartları hazırlamıştım ve çektiğim kartlardan beni etkileyen ve yaşamıma yön vermemi sağlayan kart ‘DEĞİŞİM’di. 

Dün akşam Ufuk Tarhan’ın T-İnsan kitabında, değişim ve değişim korkusundan bahseden bölümde, fiziksel ve duygusal acının beyindeki aynı bölgeleri aktive ettiğini, dolayısıyla duygusal acının fiziksel acı kadar gerçek ve yoğun hissedildiğini okurken yaşadığım duygusal acıların şiddetinin nedenini anladım. Ağrı eşiği yüksek olanların değişime adaptasyon eşiklerinin de yüksek olduğunu iddia ediyor Ufuk Tarhan. Ben de o şanslı grupta olanlardanım. Ağrı eşiğimin fazlasıyla yüksek olması, değişime daha çabuk uyum sağlamamı gerçekleştiriyor.

59 yıllık dünya hayatımda, yeni düzenler, yeni yaşamlar kurarak devam ediyorum, bundan sonraki hayatımın nasıl olacağı konusunda endişelerim yok, çünkü yaşamımı kendimin yönlendirdiğini  ve ben izin vermediğim sürece hiç kimsenin bana zarar veremeyeceğini de biliyorum artık. 

Dünya için; insanların İNSAN olduklarını, tüm varlıkların bir ve eşit olduğunu anlamalarını, dünyaya daha fazla zarar vermeden, bu gezegenin tüm varlıklar için önemini anlamalarını diliyorum.

59 yıllık yaşamım boyunca tekamülüme katkı sağlamak için, farklı dönemlerde farklı rollerde yaşamıma giren, bana mutluluk veren, üzüntü veren tüm varlıklara minnettarım.

Dünya hayatıma gelmek için seçtiğim anne ve babama beni dünyaya getirdikleri ve elimden tutup hayatıma yön verdikleri için sonsuz teşekkür ediyorum.

“En güçlüler değil, değişime en fazla uyum sağlayanlar ayakta kalır”  - Charles Darwin

“Değişim istiyorsanız, sebeplerini yaratın” - Dalai Lama

Beril Ötügen Savun

24. Ekim. 2020






10 Mayıs 2020 Pazar

Çocuğunu Kaybeden Bir Anne için Her Gün İlk Gündür, Bu Istırap Hiç İhtiyarlamaz..

Çocuğunu Kaybeden Bir Anne için Her Gün İlk Gündür, Bu Istırap Hiç İhtiyarlamaz.. 
Victor HUGO

22  yıl önce bugün, 10 Mayıs 1998... Anneler Günü..

O gece biraz dinlenmem ve kızımın yanında sağlam durabilmem için uyumam gerektiği konusunda ısrarlar üzerine eve gelmiştim. Birge’yi hastanede tek başına bırakmaktan dolayı tedirgindim, Birge'min kokusunu hissetmek için onun yatağına uzandım.  Birkaç saatlik uykudan sonra göğsümden çıkan bir alevle yataktan fırladım. Hayatımda ilk defa böyle bir şey yaşıyordum. Yürek yanmasının ne demek olduğunu ilk kez o sabah anladım. Alev tüm vücudum sarmıştı. Hemen telefonla hastaneyi arayıp Birge’yi sorduğumda uyuduğunu söylediler. Tekrar yatağa uzandım, ama kısa bir süre sonra ilkinden çok daha etkili bir alevle yataktan fırlayıp daha fazla evde duramayacağımı anlayınca hastaneye gittim. 

Bir gün önce Birge kendine gelmişti. ‘Birge annesini istiyor ‘ anonsu yapıldığında sevinçle odasına gittiğimde benden su isteyerek solunum cihazını çıkarttırmam için adeta yalvarmıştı. Bunu yapamamış olmanın üzüntüsü içinde yoğun bakım odasına girdiğimde uyanıktı. Onun yanına gidip ona ’sen güçlüsün, neleri atlatmadın ki, buradan da çıkacağız’ gibi sözler söylerken elini ağzına götürüp sus işareti yaptı.’Susmamı mı istiyorsun’ dediğimde, başını evet anlamında salladı. ‘Uyuyana kadar yanında kalabilir miyim? diye sorduğumda elimi tutarak onayladı ve bir müddet sonra uyudu. Artık mücadele etmeyelim der gibiydi teslim olmuştu ve benim de durmamı istiyordu. 

O sabah yaşadığım yürek yanması sonrasında  üzerimde 150 kilo yük varmış gibiydi. Kollarım bacaklarım sanki külçe gibiydi. Hareket etmek istemiyordum. Yaşayacaklarımı hissediyor ama uzatmaya çalışıyordum sanırım. Bir adım atarken sanki saatler geçiyordu, Öğleden sonra Babür, ‘Birge seni istiyor’ dediğinde şaşırmıştım. Yanına gittiğimde bir kutu içerisinde kırmızı gül vardı. Bana ağzından burnundan çıkan hortumlara rağmen gülümseyerek bakıyordu. Gülü elime aldığımda içinde bir kutu olduğunu gördüm. Açtığımda A harfini anımsatan bir yüzük vardı. Gözlerimden yaşlar süzülmeye başlamıştı. 

O akşam saat 10:05 te, 10,5 yaşında ve 10 Mayıs’ta Birge'm sonsuzluk yolculuğuna giderken Anneler Günü Hediyesini de unutmamıştı. O yıl Anneler Gününü iki kez kutladı. 18 Mart’ta İngiltere’de ve 10 Mayıs’ta Ankara’da. 

22 yıl sonra yine bir pazar günü ve yine Anneler Günü. Bu süre boyunca her anımda o vardı. Ona her gün teşekkür ediyorum, benim kızım olarak dünyaya geldiği ve beni annesi olarak seçtiği için. Nefes sayımın biteceği ana kadar dünyada onunla birlikte yaşamaya devam ediyorum. 

Güzel kızım bu dünyada çektiğin acıların dindiğine ve sonsuzlukta mutlu olduğuna inanmak istiyorum. Seni göremesem de, saçlarımı oynamanı, bana sarılmanı, Annoş demeni ve kokunu ilk günkü gibi hatırlıyorum. Anneler Günü Hediyen her gün benimle birlikte. 

Öğreneceksin yüreğim, Öğreneceksin. Dünyanın Hasret, Ölümün Vuslat Olduğunu..
Mevlana

Beril Ötügen Savun
10.Mayıs 2020