25 Kasım 2015 Çarşamba

Telgraf Haber'de Yeşim Anarat ile Röportaj.

MUTLU SONSUZLUK
Türkiye'den İngiltere'ye oradan Rusya'ya uzanan "Umuda yolculuk" 
MUTLU SONSUZLUK
reklam
reklam
Bizim kitaplar yayın evinin 2011 yılında yayınladığı, Biyolog Beril Ötügen Savun’un “Meleği Birge”için verdiği zorlu mücadelesini anlattığı bir kitap “MUTLU SONSUZLUK“. Kitap şimdi 2. Baskısına hazırlanıyor.”Hayatta bilmediğimiz ve görmediğimiz neler vardı. Sağlığımız yerindeyken birçok şeyi görmeden yaşıyoruz.Sağlık problemi yaşamadan önce arada sırada hastanelere gitmeyi ve bunların kendi başıma gelebileceğini hissederek oradaki insanlara manevi destek vermiş olmayı isterdim.”
31984_396233218197_4458855_n
“Ama hastane öncesi dönemlerde,”Bugünkü çeki nasıl ödeyeceğim, sigorta, vergiyi ödeyebilecek miyim? Bu teklifi kabul ettirebilecek miyim? Birge bugünkü sınavdan kaç alacak? Matematiği zayıf nasıl daha iyi duruma getirebilirim? Özel ders mı alsak acaba? Bu hafta sonu nereye yemeğe gitsek? Tatilde Antalya’ ya mı, yoksa Bodrum’a mı gitsek? gibi bir döngü içerisinde geçen günlerimi düşündükte acı bir gülümseme yüzüme yayıldı. Bunlar şimdi ne kadar da önemsiz görünüyorlardı.”Çocuğu için yaşadığı zor zamanların ardından hem kendine dersler çıkarıp yaşama dört elle sarılmış, hemde insanlara bu tecrübelerini anlatarak; yaşamda ki önceliklerimizi bir kez daha gözden geçirmemizi sağlamaya çalışan, güzel, güçlü bir kadın “Beril Ötügen Savun”Beril hanım, kitabı yazma amacını bize şu kelimelerle anlatıyor.
254829_10150200949723198_1613334_n

Sevgili Yeşim, bana Birge’nin yaşamını konu alan bir kitap yazmamı ilk olarak Birge’nin İngiltere’deki öğretmeni istedi. Kızkardeşim Beray, annem ve arkadaşlarım da  yazmamı söylediklerinde bunu yapmayı düşünmeye başladım. Birge’nin İngilitere’deki öğretmeni ” Birge çok özel bir çocuk, mutlaka onun hikayesini yazmalısınız ” demişti. Ben de Birge’nin tüm yaşamı dönemince yaşadıklarını, mücadelesini, yaşama sarılmasını ve tedavi sırasındaki sabrı ve cesaretini ve en önemlisi yaşamı sırasında bana verdiği hayat derslerini paylaşmam gerektiğini düşündüm.
Okuyuculara, özellikle gençlere yaşam mücadeleleri sırasında yaşadıkları ufak tefek sıkıntıları dert etmemeleri, insanın hayatında her şey güzel girerken biranda her şeyin ters yüz olabileceğini ve bununla mücadele ederken geriye baktıklarında  incir çekirdeğini doldurmayacak sorunlara dertlendiklerini görebilecekleri konusunda düşünmelerini sağlayacağına inanarak  yazmaya karar verdim.
Ancak, ben yazar değildim ve nasıl yazmam gerektiğini bilemiyordum. 1998 de Birge’nin ölümünden hemen sonra başladığım yazma çalışmalarım sık sık kesintiye uğradı. 2003 yazında Bodrum’da tekrar yazmaya karar verdiğimde kuzenim Onur’un bana söylediği bir söz beni yüreklendirdi. Onunla konuşurken kitabı yazmaya çalıştığımı ancak doğru yapıp yapmadığımı sorguladığımı söyledim.. Onur bana “Beril abla, başından geçenleri çok güzel anlatıyorsun, konuştuğun gibi yazsan yeter” dedi. Bu bana ışık oldu ve konuştuğum gibi yazmaya çalıştım. Tabii bu bir yazarın edebi bir eseri olarak değil, bir annenin sonsuzluğa yolcu ettiği evladının adını yaşatmak amacıyla yaptığı bir deneme. Şuna inanıyorum ki, okuyucularda kitabı okurken bunu hissediyorlar. İlk baskıdan dönüşlerde kitabı çok hızlı okudukları, 3-5 gün içerisinde bitirdikleri gibi bildirimler aldım. Hatta kendi hayatı ile ilgili yazmak isteyen 2 bayana da örnek oldu, onları cesaretlendirdi.. Umarım onların hikayeleri de en kısa sürede tamamlanır ve piyasaya çıkar. Yaşanmış olayların tüm insanların ilgisini çektiğini düşünüyorum. Ayrıca, evladı yanında olsun olmasın her annenin evladı için yapacaklarının sınırı olmadığını fark ettim.
Birge ,10 Mayıs 1998 de sonsuz yolculuğuna çıktı, ancak onun her an benimle yaşadığına inanıyorum..Onun anısına başlattığım ABCDE Geleceğim Eğitimde Projesi ile bir anaokulunu Kırklareli’nde gerçekleştirdim,  Birge’nin resimlerini okulun duvarlarında görmek beni mutlu ediyor.. Birge yaşarken olduğu gibi şimdi de çocuklarla birlikte.
Kitabın ismini kitapta da anlattığım ve bana en büyük hayat dersi olan bir anımda Birge’nin kullandığı bir söz olan “Nasıl Olsa Bir Daha Dünyaya Gelirim Anne” koymayı düşünmüştüm. Ancak, kitap baskıya gireceği sırasında Yayınevi sahibi Ali Gültekin, ismin uzun olduğunu başka bir isim vermemizi önerdiğinde hemen aklıma Birge’nin masasında bulduğum ve kendi yazısı ile Gölbaşı’nda mezarının başına da koyduğumuz cümle geldi..Yazısında “Mutlu Son Var da Neden Mutlu Sonsuzluk Yok” demişti..Ben de yayınevini arayıp ” Mutlu Sonsuzluk” olabilir diye bildirdim. Sanırım yaşamımızda aradığımız gerçek mutluluğun sonsuzlukta olduğunu fark etmişti.
Haber ve fotoğrf : Yeşim Anarat

28 Ekim 2015 Çarşamba

BABAM ATİLLA ÖTÜGEN



BABAM


Özel İnsan Babam Atilla Ötügen'in Sonsuzluğa yolculuğunun 40. yılı. 

O çok özel bir insandı.. 

Eğlenceyi seven, kahkahaları gözümün önünden gitmeyen, güzel dans eden, şarkılar söyleyen, tiyatro yapan, asker ve en önemlisi güven veren bir babaydı..

Bana dans etmeyi, şarkı söylemeyi, gülmeyi sevdiren adam her nerede ise ışık içinde olduğunu ve olduğu yere ışık götürdüğünü biliyorum. 

Babam olarak onu seçtiğim için çok şanslıyım.. 

Böyle baba herkese nasip olmaz.. 

O zaten ışık içinde bizleri izliyor..Ben her sıkıntılı dönemimde arkamda olduğunu ve beni yüreklendirdiğini biliyorum..

Beril Ötügen Savun
28.10.2015













26 Ekim 2015 Pazartesi

Hayat Sizlerle Güzel




HAYAT SİZLERLE GÜZEL...

Bu bir AN olan hayat yolculuğumda ne kadar güzel insanla karşılaşmışım, ne güzel dostlar edinmişim, sahnelerimi paylaşmışım..

İki gündür bu sevgi yumağı beni bulutlara yükseltti. 

Hepimizin Bir, Tek ve BÜTÜN olduğunu daha iyi anlamamı sağladınız. 

Sevgili arkadaşlarım, can dostlarım hepinize ayrı ayrı teşekkür ederim.. 

Doğum günümü, telefonla, sosyal medya aracılığı ile, mesaj ve e-mailleri ile kutlayan, birlikte olarak beni gülümseten, bazen gözlerimin yaşarmasına neden olan, duygulandıran tüm kardeşlerim hayat sizlerle güzel ve anlamlı.. 

Sonsuzluğa yolculuğumuza kadar sürecek hayatımızın bundan sonraki sahnelerinde hepimize sağlık, mutluluk, bolluk ve sevgi diliyorum..

Sonsuz Teşekkürler Hepinize..

Beril ÖTÜGEN SAVUN
26.10.2015


24 Ekim 2015 Cumartesi

Bugün Benim Doğum Günüm..



BUGÜN BENİM DOĞUM GÜNÜM.... 
Ömür dediğimiz bir AN'dır. 

Hayat öyle kısa ki.. 

İlk nefesimden bugüne neler yaşandı bu bir AN'da.. 

Hayat, en tatlı yüzünü gösterdi, bir evlat sahibi yaptı. 

En acı yüzünü; ölümü gösterdi, en sevdiklerimi aldı.. 

Hayat; her nefeste beni olgunlaştırmaya devam etmekte..

Hayat; şükretmeyi bilirsen sabrını da veriyormuş, yüzünden tebessümü de eksiltmiyormuş..

Bu AN'lık tiyatro sahnemde benimle birlikte rol alan, sahnemden ayrılan, benimle kalan, bana dersler veren, yüreğime dokunan, mutlu eden, üzen, hayatımın bundan sonraki perdelerinde yanımda olacak olan her varlığa sonsuz teşekkür ediyorum.

Beril Ötügen Savun
24.10.2015


30 Eylül 2015 Çarşamba

Bugün Günlerden BİRGOŞ...
28 yıl önce bu sabah dünyaya gelen ve bana annelik duygularını tattıran, anne olmanın ne kadar özel olduğunu öğreten ve 10 yıl benimle ve bizlerle olan, bizlere sevgisini ve özlemini bırakan Birge'm iyi ki doğdun, annen olmak bana sonsuza kadar verdiğin en güzel hediye.. Her günümde, her anımda yanımda olduğunu biliyorum.. o güzel gül dudaklarını, "Annoş" deyişini, taklitlerini, saçımla oynamanı daima hatırlıyorum..

30. Eylül. 2015