10 Mayıs 2020 Pazar

Çocuğunu Kaybeden Bir Anne için Her Gün İlk Gündür, Bu Istırap Hiç İhtiyarlamaz..

Çocuğunu Kaybeden Bir Anne için Her Gün İlk Gündür, Bu Istırap Hiç İhtiyarlamaz.. 
Victor HUGO

22  yıl önce bugün, 10 Mayıs 1998... Anneler Günü..

O gece biraz dinlenmem ve kızımın yanında sağlam durabilmem için uyumam gerektiği konusunda ısrarlar üzerine eve gelmiştim. Birge’yi hastanede tek başına bırakmaktan dolayı tedirgindim, Birge'min kokusunu hissetmek için onun yatağına uzandım.  Birkaç saatlik uykudan sonra göğsümden çıkan bir alevle yataktan fırladım. Hayatımda ilk defa böyle bir şey yaşıyordum. Yürek yanmasının ne demek olduğunu ilk kez o sabah anladım. Alev tüm vücudum sarmıştı. Hemen telefonla hastaneyi arayıp Birge’yi sorduğumda uyuduğunu söylediler. Tekrar yatağa uzandım, ama kısa bir süre sonra ilkinden çok daha etkili bir alevle yataktan fırlayıp daha fazla evde duramayacağımı anlayınca hastaneye gittim. 

Bir gün önce Birge kendine gelmişti. ‘Birge annesini istiyor ‘ anonsu yapıldığında sevinçle odasına gittiğimde benden su isteyerek solunum cihazını çıkarttırmam için adeta yalvarmıştı. Bunu yapamamış olmanın üzüntüsü içinde yoğun bakım odasına girdiğimde uyanıktı. Onun yanına gidip ona ’sen güçlüsün, neleri atlatmadın ki, buradan da çıkacağız’ gibi sözler söylerken elini ağzına götürüp sus işareti yaptı.’Susmamı mı istiyorsun’ dediğimde, başını evet anlamında salladı. ‘Uyuyana kadar yanında kalabilir miyim? diye sorduğumda elimi tutarak onayladı ve bir müddet sonra uyudu. Artık mücadele etmeyelim der gibiydi teslim olmuştu ve benim de durmamı istiyordu. 

O sabah yaşadığım yürek yanması sonrasında  üzerimde 150 kilo yük varmış gibiydi. Kollarım bacaklarım sanki külçe gibiydi. Hareket etmek istemiyordum. Yaşayacaklarımı hissediyor ama uzatmaya çalışıyordum sanırım. Bir adım atarken sanki saatler geçiyordu, Öğleden sonra Babür, ‘Birge seni istiyor’ dediğinde şaşırmıştım. Yanına gittiğimde bir kutu içerisinde kırmızı gül vardı. Bana ağzından burnundan çıkan hortumlara rağmen gülümseyerek bakıyordu. Gülü elime aldığımda içinde bir kutu olduğunu gördüm. Açtığımda A harfini anımsatan bir yüzük vardı. Gözlerimden yaşlar süzülmeye başlamıştı. 

O akşam saat 10:05 te, 10,5 yaşında ve 10 Mayıs’ta Birge'm sonsuzluk yolculuğuna giderken Anneler Günü Hediyesini de unutmamıştı. O yıl Anneler Gününü iki kez kutladı. 18 Mart’ta İngiltere’de ve 10 Mayıs’ta Ankara’da. 

22 yıl sonra yine bir pazar günü ve yine Anneler Günü. Bu süre boyunca her anımda o vardı. Ona her gün teşekkür ediyorum, benim kızım olarak dünyaya geldiği ve beni annesi olarak seçtiği için. Nefes sayımın biteceği ana kadar dünyada onunla birlikte yaşamaya devam ediyorum. 

Güzel kızım bu dünyada çektiğin acıların dindiğine ve sonsuzlukta mutlu olduğuna inanmak istiyorum. Seni göremesem de, saçlarımı oynamanı, bana sarılmanı, Annoş demeni ve kokunu ilk günkü gibi hatırlıyorum. Anneler Günü Hediyen her gün benimle birlikte. 

Öğreneceksin yüreğim, Öğreneceksin. Dünyanın Hasret, Ölümün Vuslat Olduğunu..
Mevlana

Beril Ötügen Savun
10.Mayıs 2020