31 Ocak 2024 Çarşamba

 YETER..YETER...YETER..


"ADALET ÖLDÜ

Çok eski yıllarda ingiltere’de bir gelenek varmış.
Sıradan bir vatandaş öldüğünde kilisenin çanı bir kez çalınıp herkese duyurulurmuş.
Bir asil öldüğünde iki kez, Kralın bir yakını öldüğünde üç kez, Kral öldüğü takdirde ise dört kez çalınırmış.

Günün birinde, herkesin hak aramak için sığındığı mahkeme, bir vatandaşı haksız yere mahkum etmiş…

Ve kilisenin çanı tam beş kez çalmış.

Ahali merak içinde kalıp papaza koşmuş:
“ey papaz efendi, kraldan daha önemli biri mi var ki o ölünce çan beş kez çalınsın…”

Papaz yanıt vermiş:


“kraldan daha önemli bir şey var; adalet öldü.."


Bugün ülkemin yaşadığı son adaletsizlik, empati yapan sağduyulu her insan gibi beni de derinden sarstı. 

Bütün gece "Neden" diye sorguladım. Neden insanlar bu kadar duyarsız, neden haksızlıklar karşısında dilsiz şeytan misali susuyorlar, neden görmüyorlar diye sürekli kafamın içinde sorular dönüp durdu.

İnsanların büyük çoğunluğu bir nevi zombi. Yaşamıyorlar, onları yöneten güce, zihniyete tapıyorlar, biat ediyor ve taklit ediyorlar. Onun için toplum kendilerini yönetenlerle aynı oluyor. Kendilerini yönetenler adaletsiz ise onlar da adaletsiz oluyor. Onların yaptıklarını görmüyorlar, çünkü kendileri de aynı onlar gibiler.

Okumayan, güce tapan, biat eden, sorgusuz sualsiz kabul eden bu zihniyet değişmedikçe hep aynı döngü içinde olacağımızı anlıyorum.  Her zaman birilerinin güdümü altında yaşamaya alışkın bu insanlarla birlikte olmak gerçekten acı verici. Sevgili Azra Kohen'in "Gör Beni" kitabında okuduğum cümleyi hatırlıyorum. "Görmeyenlerin arasında gören olmak, duymayanların arasında duyan olmak çok zor."  

Bu ülkede yıllardır haksızlıklar vardı, ancak son yıllarda akıl almaz boyutlara ulaştı. Adaletsizlik, ekonomik sıkıntılar, kontrolsüz göç sorunları ülkeyi etkisi altına alıyor. Yönetenler zenginleştikçe halk fakirleşiyor. Ekonomik kriz arttıkça yolsuzluklar, dolandırıcılık, ahlak yoksunluğu da o nispette artıyor. İnsanlar yaşadıklarını kanıksamaya başlayarak bu durumdan kurtulmak için tepki göstermiyorlar. 

Son yıllarda eğitim sistemi ile oynandı ve eğitim kalitesi iyice düştü. Dini kullanarak insanlar uyutuldu, korkutuldu. Din tacirleri insanları kandırmaya devam etti. Bu şekilde toplumun yöneticilere sorgusuz sualsiz itaat etmeleri istendi. Diyanet'in bütçesinin neden bu kadar yüksek olduğunu, imam maaşlarının öğretmen maaşlarından neden çok daha yüksek olduğunu sorgulamaları istenmedi. Bunları dile getirenlere de dinsiz damgası vuruldu. Hilafet, şeriat tartışmaları, yürüyüşleri Anayasaya aykırı olmasına rağmen desteklendi. Suçu ispat edilmemiş onlarca, belki yüzlerce kişinin özgürlükleri ellerinden alındı. 

Ülkemi bu hale getiren zihniyeti uyandırmak, biraz olsun olayların ardına bakabilmelerini, okuyup anlamalarını ve sorgulamalarını sağlamak için çabaladıkça boşa kürek çektiğimi gördüğüm zaman üzülüyorum. Bu gece tüm insanların ellerinden tutup yürütemeyeceğimi düşünerek YETER dedim. Yaptıklarının karşılıklarını acı çekerek öğrenmeleri gerekiyorsa o şekilde anlayacaklar. Tabii ki kurunun yanında yaş da yanacağı içi tüm toplum zarar görecek.

Bu gece gerçekten çok ama çok üzgünüm. Gelecek nesiller için, Atatürk'ün kurduğu ve bizlere armağan ettiği Cumhuriyet için, insanlık için.

Beril Ötügen Savun

30.Ocak.2024



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder